14 Mayıs 2010 Cuma

Kişisel Stratejik Planlamaya Giriş


Bu web sitesinin içeriği, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yüksek Lisans Programı kapsamında Yönetimin Geliştirilmesi dersinde 2010 yılında hazırladığım bir çalışmadan oluşmaktadır. Çalışmayı yaparken, kişisel stratejik planlama ile ilgili olarak yeterli kaynak olmadığını görmüştüm. Bu konuyla ilgilenenler için yararlı olacağı düşüncesiyle, çalışmamı kamuya açık bir kaynağa dönüştürdüm. Bu açıklık anonimlik anlamına gelmediğinden, atıf kurallarına dikkat etmenizi rica ederim.

Planlı hizmet sunumu, politika geliştirme, belirlenen politikaları somut iş programlarına ve bütçelere dayandırma, uygulamayı etkili bir biçimde izleme ve değerlendirmeye yönelik temel bir araç (Songür, 2008: 63) olarak sunulan stratejik planlama, stratejik yönetimin bir fonksiyonu olup, iki kavram çoğunlukla birbirinin yerine kullanılmaktadır (Tortop vd., 2007: 306).

Stratejik Plan klasik anlamıyla bir plan olmanın ötesinde, bir yönetim biçiminin ifadesidir. Stratejik planlamanın kuramsal temeli, sosyal devlet uygulamalarına bir tepki olarak (Karcı, 2008: 41), İngiltere-Amerika Birleşik Devletleri ekseninde ortaya çıkan, küreselleşmenin etkisiyle Dünya genelinde kamu yönetimi sistemlerini etkileyen “yeni kamu işletmeciliği” anlayışında bulunmaktadır. Kamu yönetimine uygulanmasına ilişkin fikri tartışmalar devam etmektedir.

Yeni kamu yönetimi, sosyal devletin tasfiyesi, kamusal mülkiyetin özelleştirilmesi, kamu hizmetlerinin ticarîleştirilmesi, yerinden yönetim birimlerinin özerkleştirilmesi, yurttaşın müşterileştirilmesi şeklinde gelişmektedir. 1980’den sonra yaygınlaşan özelleştirme uygulamaları, nasıl Cumhuriyetin kıt kaynaklarla ortaya koyduğu üretim işletmelerinin ‘yabancılaşması’ (Manisalı, 2005) sonucunu vermişse, 2000’li yıllardan sonra hız kazanan yerelleşme uygulamalarının başarıya ulaşmasının sonucu da “sömürgeleştirilmiş halklar sistemi” (Güler, 2006: 21) olacaktır.

2001 ekonomik krizinin ertesinde,12 Temmuz 2001’de Dünya Bankası ile imzalanan anlaşma ile verilen taahhüdün yerine getirilmesi kapsamında bir yapı olarak özel kamu yönetimi sistemine zerk edilen stratejik planlama, basit bir kamu yönetimi teknik aracı değil, Yeni Kamu Yönetimi anlayışının “devleti dönüştürme aracı”dır. Gerek bilim ve siyaset camiasında, gerekse kamu yönetiminde, ezici çoğunlukla kabul gören stratejik planlamaya dayalı yönetim biçimine geçişin, bilimsel, özgün ve eleştirel yaklaşımlarla değerlendirilerek, bu “zehirli ağacın zehirli meyvesi”nin doğru anlaşılması, salt kamu yönetimi için değil, tüm toplum açısından önem taşımaktadır.

Öte yandan konuda fikir beyan eden tüm tarafların üzerinde anlaştıkları husus planlamanın gerekliliğidir.

Örgüt yönetimi ile ilgili bir kavram ve uygulama olmakla birlikte stratejik planlama kişisel gelişim ile de pekala uyuşabilir, hatta denilebilirse ki, stratejik planlama kişisel yaşamla çok daha iyi uyum sağlar ve kişisel stratejik planları bulunmayan kişilerden oluşan örgütlerin stratejik planlama yapmaları ve stratejik yönetim sürecine girmeleri de mümkün değildir.

Buna göre kişisel stratejik planlama, kişinin bulunduğu nokta ile ulaşmayı arzu ettiği durum arasındaki yolu ifade eder. Kişinin amaçlarını, hedeflerini ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak yöntemleri belirlemesini gerektirir. Bu, kısa vadeli ve yakın geleceğe dönük bir bakış açısı değildir, tam tersine uzun vadeli ve geleceğe dönük bir bakış açısıdır.

Toplam kalite yönetimi,yalnızca işyerlerine mahsus bir araç olmayıp, bir yaşam tarzıdır. TKY anlayışını bir yaşam tarzı haline getiren kişiler, kendilerini geliştirmekte ve varoluş düzeylerini yükseltmekte de başarı gösterirler (Dökmen,2000 : 333).

Bu çalışmada, sırasıyla stratejik planlama ve stratejik yönetime ilişkin temel kavramlar ve süreç izah olunmakta, yönetim biliminden uyarlanarak bir kişisel stratejik planlama modeli ortaya konulmakta, stratejik planlama ile stratejik liderlik ilişkisi kurularak, tarihin tanık olduğu en büyük stratejik liderlerden olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatından örnekler verilerek stratejik planlama ile kişisel gelişim ve başarı arasında somut bir ilişki kurulmaktadır.